İlişkinizin Ömrü Ne Kadar Biliyor Musunuz?
Sonsuza kadar birlikte olacakmış gibi başlarız bir ilişkiye, ilk günlerde aklımızda kalbimizde sadece sevgilimiz olur ve hayatımızın sonuna kadar onunla yan yana olmak isteriz, zaman her şeye olduğu gibi ilişkilere de acımasız davranabilir ya da şanslı azınlığa dahil olup bir ömür aşkla yaşayabilirsiniz ilişkinizi. Bir ilişkinin ömrünün ne kadar olacağınız ilk günlerde çok da anlamanız mümkün değil, ilişkiye başladığınız ilk günlerde yani halk arasında cicim ayları denilen dönemde gözünüze her şey mükemmel görünür, sizi en çok zorlayan şartlar bile sanki normalmiş gibi gelebilir, ayaklarınız yerden bir karış yukarda başınızda kavak yelleri eserken birbirinize ne kadar uygun olduğunuzu anlamanız çok kolay olmaz. Ne zaman ki ilk günlerin heyecanı biter ve yerini ilişkinin gerçek dinamiklerine bırakır işte o zaman anlarsınız ne kadar devam edebileceğinizi yani birbiriniz için ne kadar uyumlu olup olmadığınızı. Tamamen farklı ailelerde büyümüş iki insanın elbette her konuda anlaşması mümkün değil, tartışmalar yaşanması son derece olağan ama önemli olan iki kişinin birbirine ne kadar katlanabildiği ve karşılıklı farklılıkları ne kadar tolore edebildiği, elbette bu farklılıklar, hayat görüşü aile yapısı ya da yaşam tarzı gibi hayati konulardaysa ilişkinin bir ömrü bile yok diyebiliriz.
Hepimiz zaman zaman karşılattığımız zor anlarda devam etmeli miyim diye sorarız, yaşadıklarımız buna değer mi bizi mutlu eden anlar mutsuz eden anlardan daha mı çok. Bu soruların cevapları genellikle ilişkimizin ömrünü belirler, ne zaman ki birbirinizi artık önemsemediğinizi hatta varlığınızın bile karşılıklı olarak fark edilmediğini anlarsınız işte o anda sona geldiğinizi bilirsiniz. Devam etmeli miyim, ya da devam etmeye değer mi diye düşündüğünüz anlarda ilişkinizin geçmişine ve kendiniz için hayal ettiğiniz geleceğe bakın, gerçekten devam etmek istediğinizden emin misiniz? Öncelikle beklentilerinizi bir kenara bırakın, gerçekten bir ilişki yaşamak ve devam etmek konusunda niyetliyseniz ilişkilerin hayal ettiğiniz gibi olmadığını anlamanız gerekir, hepimiz belli kriterlere sahip olarak başlarız ilişkilere ama karşılıklı olarak taviz vermemiz gereken anlar olabilir buna ne kadar hazırsınız ya da ne kadarına hazırsınız?
İlişkiniz içinde geçen zamanda mutlu olduğunuzu sandığınız zamanlarda bile gerçekten mutlu muydunuz düşünün. Belki de sadece yaşadığınız anda aklınız tam olarak ilişkiye dön olmadığı için kendinizi mutlu sanıyordunuz. Bir birinizin yakınlığına ne kadar ihtiyaç duyuyorsunuz ya da başınız sıkıştığında aklınıza ilk gelen kişi sevgiliniz mi oluyor. Yoksa ona hala özel sırlarınızı verecek kadar güvenmiyor musunuz? Özellikle ilişki de güven esası bu konuda çok önemli, sizin ona olduğu kadar onun da size ihtiyacı var mı?
Uzun süreli ilişkilerde öyle zamanlar olur ki aşka dair en ufak bir kıvılcım hissetmediğiniz haftalar olmuştur. Partnerinizin varlığı bile sizi sinir eder. İlişki terapistlerine göre bu durumdan kurtulmanın en iyi yolu ortak amaçlar, planlar yaratmaktır. Bu şekilde neden başkasıyla değil de “o” insanla birlikte olduğunuzu hatırlarsınız. Sözü geçen planlar hobiler değil gelecekle ilgili büyük projelerdir. Bir çift için refah seviyelerini yükseltmek bir amaç olabileceği gibi çocuklarla pekişecek huzurlu bir aile atmosferi yaratmak da olabilir. Ne olursa olsun ortak hedefler zor zamanlarda ilişkiyi kurtarmayı değerli kılacak etkenlerdir.
Son olarak var olan problemleriniz ortadan kalksa bile yaşadığınız ilişkiyi sürdürmek istiyor musunuz, buna değer görüyor musunuz, yoksa yıpranan anlar ilişkinizi de yıprattı ve yeni bir sayfa açmanın zamanı geldi mi. Cevaplarınız ilişkinizin ömrün belirleyecek unutmayın. İyi ya da kötü ilişki diye bir şey yoktur aslında birbirine uygun olan ya da olmayan çiftler vardır.
1203 genel görüntüleme, 1 today